O OTEL BENİM
Kemer'e bağlı Beldibi Mahallesi'nde 300 kişi kapasiteli, 60 çalışanın bulunduğu 4 yıldızlı otelin, geçen günlerde taşlı, tahralı (bir tür eğri budama aleti) saldırısına uğradığı iddiaları ortaya atıldı. Elinde tapusuyla kameralar…
Yıllar önce kiraya verdiği telinin bugüne kadar tek kuruş kira bedeli ödenmediğini dile getiren Kubilay Özbay,açıtığı birçok davayı da kazandığını söyledi. Tahranın kendilerine ait olmadığını belirten Özbay,’O tahra otelimi işgal edenlere ait,kendi otelime girdim ve arkadaşlarım otelimi işgal edenleri dışarıya çıkarmaya çalıştı. Kamera görüntüleri teker teker izlendiğinde böyle bir saldırının da olmadığı ortaya çıkacaktır’dedi.
Müvekkilinin otelinin adeta işgal edildiğini ifade eden Av.Hüseyin Yılmaz, Yürüttüğüm çalışmalarda tapu kaydının Müvekkil şirkette olduğunu ve iş yeri adresinin de burası olduğunu tespit ederek, korona virüs önlemlerinin de kaldırılması sebebiyle 01.06.2020 tarihinde sabah saat 09.00 sularında beldibi Jandarma Komutanlığına mütecavüz kişi ya da kurumların tespiti ve güvenlik önlemlerinin alınması gayesi ile telefonla bilgi vererek Müvekkil şirket yetkilileri ve çalışanları ile birlikte işyeri adresine gittim.İşyerinin bütün kapılarının kilitli olduğunu ve içerde insanlar olduğunu tespit ettik.kapıları açmamak suretiyle otele girmemize engel oldular. haklarında işyerini işgal ve çalışma hürrüyetini engellemek suçları sebebiyle şikayette bulunarak iş yerine girmek istedik,bunun üzerine jandarma tarafından işyerinden çıkartılmamız yönünde Nöbetçi Cumhuriyet Savcısının talimatı olduğu belirtilerek işyerinden çıkartıldık.Kemer Nöbetçi C.Savcısı ile görüşerek mülkiyet hakkına dayanarak ve iş yeri merkezimizin de burada olması sebebiyle İşyerimize girdiğimizi ancak Jandarma tarafından C.Savcılığı talimatı ile çıkartıldığımızı ifade ettim.Nöbetçi c.Savcısı Şikayetler üzerine işlem yapılmak üzere talimat verdiğini ancak işyeri mülkiyet sahibinin işyerinden çıkarılması yönünde bir talimatı olmadığını ifade etti,Tekrar beldibi Jandarma Komutanı’na gelerek durumu izah ettiğimde karşı tarafın kiracı olduğunu yıllardır burada oturduğunu bildiklerini mahkemeden tahliye kararı getirmeden içeri giremeyeceğimizi söyledi.O gün işyerimize giremedik.
Ben bunun üzerine Müvekkil şirket yetkilisinin olaylar hakkında ayrıntılı beyanını da alarak yaptığım araştırmada, Mustafa Han’ın müvekkil şirkete ait mülk ile ilgili başlangıç olarak aylık %3 bileşik faizli 250.000 USD para vererek bir yıl sonra 430.000 USD olarak geri almak üzere işyeri yetkilisi olmayan ortak Abdulbaki Özbay’a 2000 yılı aralık ayında şahsi borç verdiği,Bu borçla ilgili sahte genel kurul yaptırarak ve karar aldırarak şirketin mülkü olan otelin tapu kayıtları üzerine sahte belgelerle 400.000 Tl ipotek koydurduğunu,2002 yılı kasım ayından itibaren işyerine sahte kontratla girdiğini,Bu kontrat müvekkil şirket tarafından kabul edilerek işyeri kiralarının ödenmemesi sebebiyle tahliye davası açtıldığını ve tahliye kararı alındığını kararın infazı sırasında Mustafa Han’ın içeriği sahte adi kontrat sunmak suretiyle tahliye kararını bertaraf ettiğini,bu tarihten bu yana da sahte belgeler sunmak suretiyle adli makamları oyaladığını,her seferinde müvekkil tarafın hukuk mücadelesinde kendisini ifade edemediğini yargılamaların gereksiz yere uzadığını tespit ettim’dedi.