EGİAD İZMİRLİ GAZETECİLERLE BULUŞTU
Alp Avni Yelkenbiçer Başkanlığındaki EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan nezdinde İzmirli gazetecilerle biraraya geldi. Toplantıda EGİAD Projeleri, Seçim süreci, Türkiye sosya…
Basın ve iş dünyası temsilcilerinin ortak çalışmalar yürütmek için fikir alışverişinde bulunduğu, toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, öncelikle olarak kurum projelerinden bahsetti.
750 üyesi 3500 üye şirketi ve bu şirketlerdeki 150 bin çalışan ile gücünü üyelerinden aldıklarını ve derneğe son iki yılda 120 yeni iş insanının üye olduğuna dikkat çeken Yelkenbiçer, “Bu oran dernekler arasında önemli bir başarıdır. Gücümüzü üyelerimizden alıyor, yeni üyelerle yepyeni projelere imza atıyoruz. Z Kuşağı temsilcileriyle birlikte hareket ederek bu dönemki çalışmalarımızda “Bütünleştirme ve Büyütme” temasıyla ilerliyoruz. Derneğimiz çatısı altında yeni ve eski kuşağın birleşmesi ile köklü EGİAD projeleriyle yeni çalışma alanlarının bütünleşmesi ve paydaşlarla olan güven ilişkilerinin derinleşmesini önemsiyoruz” dedi.
Yelkenbiçer; Deprem Kampanyası, EGİAD Think Tank, Girişimcilik, İzmir Girişimcilik Araştırma Raporu, Paydaşlarla İlişkiler, Uluslararası İlişkiler, Vivatechnology Fuarı – Paris – Avrupa’nın en büyük girişimcilik ve inovasyon fuarına katılım, CES Las Vegas – Dünya’nın en büyük teknoloji fuarına katılım, Dijitalleşme, ESİAD ile birlikte bir çalışma grubuyla 2018’de düzenlenen Sanayi 4.0 Zirvesi’nin tekrarı niteliğinde bir zirve, Cumhuriyetin 100. Yılı için Olten Filarmoni Orkestrası ile Ahmet Adnan Saygun’da etkinlik planlaması, Ticaret Köprüsü, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’na bağlı MEXT Ziyareti, Gaziantep GİAD ile ortak komisyon çalışmaları gibi başlıklarda gerçekleşen faaliyetleri aktardı.
Türkiye’nin seçim gündemine ve toplumsal beklentilere ilişkin değerlendirmede de bulunan Yelkenbiçer, şu şekilde konuştu: “EGİAD Türkiye’nin daha güçlü ve güvenli bir geleceğe sahip olması için çalışıyor. Doğrunun ve daha iyinin ne olabileceğine dair düşünüyor, araştırıyor, çalışmalar gerçekleştiriyor… Daha güçlü bir gelecek kurabilmek için fikirlerimiz farklı olabilir; ama amacımız tek ve ortaktır, Türkiye’nin aydınlık geleceğidir. İşte bu nokta da bizi siyasete getiriyor çünkü ülkemizin geleceğine yön verecek tartışmalar siyasi arenada gerçekleşiyor. Biz EGİAD olarak siyasete girmiyor ve teamüllerimiz gereği tüm partilere eşit mesafede duruyoruz; ancak geleceğimizi yönlendirecek kararlarla ilgili söz söyleme hakkımızı da sonuna kadar kullanıyor, bu anlamda tabii ki siyasi konulara da dahil oluyoruz.”
EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer önerileri şu başlık ve içerikle sıraladı:
•Siyaset arasındaki çatışmacı yapının artık bitmesi gerektiğini, birbiriyle rekabetin toplumu ve siyaseti aşağı çekmesi değil, hep birlikte kalkınma odaklı bir bakışın hakim olması gerektiğini düşünüyoruz. Birçok alanda güven ihtiyacımız olduğu gibi toplumdaki çatışmaları dindirmek için, toplumsal barışı tahsis etmek için hukukun üstünlüğünü en öncelikli çalışma alanı olarak görüyoruz.
•Toplumsal cinsiyet eşitliği, demokratik gelişmişlik kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz bakımından vazgeçilmez bir unsur. Kadınların ekonomik, siyasi ve toplumsala hayatta erkeklerle eşdeğer düzeyde katılıyor olmaları, yoksulluk ve gelir adaletsizliği sorunlarını çözebileceğine inanıyoruz. 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu” nun siyasete malzeme edilmesine şiddetle karşı çıkıyor ve “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” diyoruz.
•Ülkemizdeki en büyük sorunlardan birinin depreme dayanıklılık olduğunu düşünüyoruz. Fakat bunun rant ve gayrimenkul ekonomisiyle ele alınmasından da oldukça rahatsızız. Evet kentsel dönüşüm, deprem dirençli kentler için en önemli gereksinimlerden biri, fakat bunu planlarken daha yüksek katlar, kata büyük evler yerine, doğaya, çevreye uyumlu yeni kentlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Bununla paralel ülkemizde barınma sorunun da kentsel dönüşüm planlarına göz ardı edildiğini de üzülerek görüyoruz.
•Eğitim sistemimizde fırsat eşitliği istiyoruz. Akademi özgür düşüncenin doğduğu yerdir. Üniversitelerimizin siyasetten uzak bir yapı içerisinde, kendi kendini yönetme ilkesine dönmeleri hususunu ısrarla talep ediyoruz. Yine eğitimden devam edersek ilk, orta ve lise eğitimimizin 21.yüzyıl yetkinliklerine göre yapılandırılmasını, analitik düşünce, bilim ve teknolojiye yönelmesini istiyoruz.
•Ülkemizdeki kalkınmanın temeline insanı alan politikalara ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Dünyada ortaya çıkan NEET kavramının (istihdamda yer almayan gençler) önemine dikkat çekmek istiyorum. Bu kavram ne istihdamda ne öğretimde ve ne de eğitimde olan gençleri yani ev gençlerini temsil ediyor. Çok üzülerek ülkemizin bu konuda dünyada lider olduğunu ve her 3 gencimizden birinin evde oturduğunu, okuldan mezun oldukları halde iş aramadıklarını, herhangi bir eğitimde olmadığını söylemek isterim. Çok övündüğümüz genç nüfuzumuzu evlere mahkûm etmenin gerçek “beka sorunumuz” olduğunu düşünüyoruz.
•Yönetişim alanında sivil toplumun, iş dünyasının, özel sektörün ve kamunun uyumlu bir bütün gibi çalışabileceği, fikir ve etkileşime açık, tabandan tavana doğru giden bir anlayış içerisinde işlemesini zorunlu görüyoruz. Toplumun tüm tabakalarında görevlerin liyakat esasına göre ve şeffaf bir şekilde dağıtılmasını istiyoruz. Sivil toplumun dinamizmden siyasetin faydalanması gerektiğini düşünüyoruz.
•Kurumlarımızın yeniden şeffaflık, liyakat, bağımsızlık ve hesap verilebilirlik ilkeleri esasında organize edilmesini istiyoruz. Cumhuriyet’in tüm kazanımlarının, devlet kademelerinin akılcı ve verimli çalışmasıyla mümkün olduğunu, namuslu ve çıkar gözetmeyen yöneticiler kadar, onlara yol gösteren sağlam kurallarla gerçekleştiğini biliyoruz. Güçlü liderlerden çok, güçlü kurumlara ve çağın gerektirdiği kurallara ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz.
•Ekonomik olarak planlamanın, öngörülebilir ve istikrarlı bir yönetişim şeklinin tahsis edilmesini iş dünyası olarak acilen istiyoruz. Tüm dünyada kabul görmüş ekonomik sistemlerin ve bilimsel yaklaşımın ülkemiz için de geçerli olduğunu biliyoruz. Denemeler yapmaya veya kısa dönemli kararlara kırılgan ekonomimizin dayanmadığını görüyor, iş dünyasının önünü görmesi, yatırım ve istihdamın sürebilmesi için güvenilir ekonomik politikaya ihtiyacı olduğunun altını çiziyoruz.
•Toplumsal kalkınmanın en önemli itici güçlerinden birinin yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm olacağını düşünüyoruz. Sanayi devrimini kaçıran ülkemizin yeşil ve dijital devrimde öncü olarak, uluslararası alanda rekabetçi avantaj yaratmasını politikalarla ve teşviklerle desteklememiz gerektiğini düşünüyoruz. Eğitim politikalarımızı yeşil ve dijital öncelikli yaparak, yaratıcı düşünceyi desteklemeli, genç beyinlerimizi dönüşümde öncü liderler yaparak desteklememiz gerektiğine inanıyoruz.
•Laik ve çoğulcu demokrasinin hiçbir seviyede tartışılamayacağını, kuvvetler ayrılığı ilkesinin günlük hayata yansıması olan bağımsız yargı ve denetim mekanizmalarının korunmasını talep ediyoruz. Yasama, yürütme ve yargının her birinin birbirinden bağımsız olarak kendi sorumluluk alanlarında güçlendirilmesini istiyor ve birbiriyle çatışma yaşamadıkları bir sisteme ihtiyaç duyuyoruz.
•Son olarak da ülkemizdeki her canlının onurlu yaşam ve varlığını sürdürme hakkının garanti edilmesini, güvence altına alınmasını talep ediyoruz. Kadın-erkek, yabancı-göçmen, çocuk, hayvan, ağaç-orman demeden bu talebimizi ısrarla her fırsatta dile getiriyoruz.